bugün
yenile
    /
    1. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "giden gidiyor da, sanıyor musun kalan kalabiliyor." bir daha asla eskisi gibi olamıyor insan, milattır. hayatın bir eğlencesi varsa orada bitiyor. şöyle içten gülebilmek o saatten sonra imkansız oluyor. burkulan bilek gibi. kalbiniz kırılıyor, sahalara veda ediyorsunuz. allah kimseye yaşatmasın.
      3geldiysek bu hayata elbet bir karşılığı var, söz vardır ya geldiğimiz gibi geri gideceğiz diye aynen öyle işte. elimizden gelenin en iyisini yapalım bu hayatta en azından arkamızdakilere yol gösteririz. yara geçmiyor da üstündeki kabuğu soymamak lazım, elimizden gelen tek şey bu olur. ölenlerimizin yerlerini allah cennet mekanı eylesin... - daisy 19.08.2016 01:23:39 |#2755849
      0amin inşallah azizim.. - muhalif 19.08.2016 01:24:40 |#2755877
    2. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok zor allah kimsenin başına vermesin bi kere dota oynarken arkadasimin ölüm haberini aldim skill basamadim amk elim ayağım dondu sonra fake olduğunu öğrendiğim
    3. 40
      +
      -entiri.verilen_downvote
      şuan hastanenin bekleme odasındayım.dedemi morga kaldıracaklarmış öyle dedi doktor.gecenin 2'sinde haber gelince bindik arabaya,arabanın içindeki o sessizlik hala kulaklarımı çınlatıyor. hadi dedik belki bi umut.40 dakika döndürmeye çalışmışlar.olmamış döndürememişler.zaten hangi doktorun gücü yeterki giden canı geri getirmeye? hastanenin içi sıcak ama ellerim ayaklarım titriyor.dışarısı eksi bilmem kaç derece dışarı çıktım üşümedim aksine terledim.gözlerimin içi acıyor ağlayamadığımdan heralde.sahi niye ağlamıyorum? gururumdanmı?güçlü durmak için kendimi sıktığımdanmı? yutkunamıyorum,insanlar başın saolsun diyor aklıma tek bir kelime gelmiyor.umursamaz gibi saol abi diyorum.çok canım acıyor bağırmak istiyorum.
      2allah rahmet eylesin berber be üzdün vala, nur içinde yatsın inşallah :/ - muhalif 09.12.2016 03:55:13 |#2968376
      2başın sağolsun kardeş - yasensusbilmiyon 09.12.2016 03:55:28 |#2968576
      1eyvallah saolun - kelberber 09.12.2016 03:56:58 |#2968614
      butun yorumlari goster (6)
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o an zaten seninde yaşadığına dair kanıt bir tek nefes alıp vermenden ibaretleşir.sende onunla o toprağa girer de dönemezsin.
    5. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o doktorun gelip "başınız sağolsun" lafını işittim. aynı filmlerdeki gibiydi. zor iş vesselam, ama derdi veren yaradan dermanıda veriyor, unutuyorsunuz
    6. 39
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok ağırdır. canınızdan yakınsa vefat eden kişi o yükü bir ömür taşıyamazsınız. 13 yaşındaydım "kardeşin öldü" dediler. bi morgun önüne gittim dışardan görüntüsü bile soğuktu. sorular sordular. tam adı soy adı ne? doğum tarihi? anne baba adı.. hatırlayamadığım başka bir sürü soru soruldu. iyi misin diye soran olmadı. bir zamanlar birlikte ödevini yaptığımız miniğimin morg evraklarını doldurdum ellerimle. o ana kadar hiç hem de hiç inanamamıştım. siz hiç allah'a bir mucize göndermesi için yalvardınız mı? hem de bir morgun önünde.
    7. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dünyanın en boktan hislerinden birisidir. başlarda şokun da etkisiyle ne olduğunu anlayamazsın. sonra inanmak istemezsin, şaka gibi gelir. yakıştıramazsın. "ulan 20 yaşında insan ölür mü hiç?" cümlesi iç sesini esir alır. ne kadar tutmaya çalışsan da illaki o gözyaşları sel olur akar. gülüşü gözünün önünden gitmez bi süre. sonra yavaş yavaş normale dönersin. fotoğrafını görünce yüzdeki buruk gülümseme ona olan özleminin belirtisidir adeta. (bkz: arkadaşın ölmesi)
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilkokul 1. sınıfta bakkala ekmek almaya gitmiştim giderken yerinde yatan abimin eve tekrar geldiğimde öldüğünü görmüştüm/öğrenmiştim o an canımı verip onu geri getirmek istemiştim ama ne mümkün ondan sonra hiçbir ölüm haberi canımı yakmadı.
    9. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      babamın beni arayıp, oğlum fatih (amca oğlu) boğulmuş demesiydi.. o'an ne yapabilirim diye düşündüm, aklımdan neler geçiyor ama hiç birini sıraya koyamıyorum çünkü bilmiyorsun ne yapabilirsin diye...
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geçen sene doğduğum andan itibaren bana bakan anneannemi kaybedince, bende kendimi kaybettim. annemden çok emeği vardır üzerimde. sofradayız yemek yiyoruz, güzel güzel. birden midem ağrıyor dedi ve apar topar gidildi. hiçbir şey yokken girdiği hastaneden, cansız bedenini çıkardılar. artık yok. ulan nasıl diyorum nasıl? ben kendi ellerime verdim onu. sarılamadım, öpemedim, son kez yakışıklı kızım diyişini duyamadım. cenaze günü, ölmek istedim. herkesten bir ses çıkarken kendi sesimi duyamıyordum artık. kulağımda sürekli yankılandı o cümle, yetim kaldın artık. nasıl acımasız bir cümledir o öyle o an tabutu geldi arabayla. çığlıklar içinde yere serildiğimi hatırlıyorum sadece. dizlerim tutmuyordu, boğazım yanıyordu. kötü işte be kardeşim, allah herkese uzun hayırlı ömürler nasip etsin. erken ölüme karşılaştırmasın.
    11. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kalp ritimini anlık durduran dünyanın bir süre durduğunu hissedip tüm duyu organlarının seni terk etmesiyle baslayip seni teselli edecek cümlelerin varolmamasi ve boğazda düğümlenen hickirik ile acısına zamanla alisip onla yaşamayı ogrenecegin bir kalp ağrısı
    12. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      anneannem yoğun bakimdaydi ve bir gün önce ağır yoğun bakima alindi. dayimlar teyzemler ve dedem hepimiz anneannemlerde kahvaltı yapıcaz ve hastaneden telefon geldi annenize müdahale ediliyo hastaneye gelin diye o zaman anladım öldüğünü ama kimse bisey anlatmadi
    13. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en az ölüm kadar önlenemezmiş. bir kez daha idrak ettim.
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      daha dün aldım en sevdiğim öğretmenimin ölüm haberini yıkıldım resmen.
    15. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      18 yaşında trafik kazasında kaybettiğim kuzenimden sonra hiçbir ölüm haberi beni çokta etkilemedi sanki ömrümün bütün üzüntüsünü gözyaşımı orada harcadım.. sanırım bundan sonra annem babam kardeşlerim dışında hiç kimsede böyle etkileyemeyeceğim..
    16. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bu hayattaki en büyük korkumdur. her şeyin çaresi var ama ölümün yok. gurbette okuyorum. bir gün alırsam o haberi bilmiyorum ne yapacağımı. pişmanlıklar başlayacak. keşke yakında okusaydım, keşke son gittiğimde görseydim, keşke bir hafta gitseydim vs. hiçbiri ne öleni geri getirecek ne de bana fayda sağlayacak. ama ben yaşadıkça bu korku var olacak. bu korkuyu yenmenin bir çaresi yok çünkü. (bkz: her ölüm erken ölümdür)
    17. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      buz gibidir ama ateş gibi yakar. boşuna demiyorlar allah geride kalanlara sabır versin diye. giden gittiğiyle kalıyor. kalanlar o boşluğu bir ömür hissediyor. peyami safa'nın da dediği gibi: "ölüm bir eve girince, sağ kalanları da biraz öldürüyor."
    18. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben 9. sınıftayken dedem hastaneye yatırıldı, dersteyken aldım haberi. müdür yardımcısı sınıfa girip "hocam jaehaerysi alabilir miyim?" dediğinde anladım zaten ama kabullenmek istemedim belki bir şey demeye çağırmıştır dedim. ayağa kalkınca "çantanı da al" dedi o zaman işte anladım çantamı nasıl topladım nasıl çıktım hatırlamıyorum. arkadaşlarım noldu diyorlardı ama ne söyleyecek mecalim vardı ne de söyleme isteğim.. ne yapacağını şaşırıyor insan. bi an sanki vücut fonksiyonları çalışmayı durduruyor ve o "an" sanki saatler sürüyor..
    19. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      i̇lkokulda kardeşimin sınıfında, o gün boyumuzu karşılaştırdığımız kıza akşamında araba çarpıp parçalandığı haberiyle üzülmüştüm ama o zamanlar pek anlamıyordum. liseye geçince bir arkadaşımın kavgada dilini yutup öldüğünü duyunca sarsılmıştım ve üstüne hoşlandığım kızın babasının ölüm haberiyle beraber ciddi bir üzüntü yaşamıştım ki kardeşim dediğim arkadaşımın babasının da ölüm haberini almıştım üstüne. hayat üstüste kötü oyunlar oynuyordu. daha ergenliğimin başlarında tanıştım ölümle.
    20. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      22.10.2016 saat 16.16 bi an evli kuzenim aradı(evli olan ablamın görümcesi) -meraba -meraba -nerdesin -dükkandayım abla hayırdır -canan ablanı da al vahide halana geç halan kalp krizi geçirmiş dün akşam hastanedelerdi bugün eve geçmişler annene bir şey deme üzülmesin. -tamam abla geçiyoruz hemen eve gittim üstümü değiştirdim canan ablamı aradım -hazırlan halama gidiyoruz -tamam ben hazırım abim aradı -dükkanı kapat eve geç geliyorum bişi konuşacam seninle -tamam abi evdeyim sonra bi anda kapının önünde 4 araba durdu. ne olduğunu anlamadan annem '''' havarrrrrrr kızımmmm'' diye ağlamaya başladı ben ne olduğunu anlayamamıştım halen. aklımdan binlerce insanın ölümü geçiyor yalnız ben sadece birine yakıştıramıyordum bu durumu. aklımdan geçen binlerce kişi için o an ağlamaya başladım. ve kuzenim geldi yanıma -abi doğruyu söyle o değil demi sustu gözünden yaşlar akmaya başladı. ben tekrardan: -abi ne olur o değilde ya bu kadar zor mu o değil diceksin işte lütfen o değil de'' dedim abi sarıldı bana ve ağlamaya başladı ama ben artık o olduğuna emin olduktan sonra aglamadım bi an gözümden akan bütün yaşlar sanki içime akmaya başladı ve o tuzlu gözyaşlarım gırtlağımdan bagırsaklarıma kadar yakmaya başladı. sanki içime akan gözyaşları değilde bi asit gibiydi. bi an halepçe de ölen insanlar gibi köz olabileceğimi bile düşünmüş olabilirim. içerden feryatlar yükselirken ben başka o daya gittim ve sürekli dolanmaya başladım. sigara içtim su içtim ama sürekli dolandım ve hep agzımda şu cümle vardı: -hayır hayır yalan söylüyorlar o değil belki yüzbinlerce defa söylemiş olabilirim bunu. çevremdeki insanlar benim delirmiş olabileceğimi bile düşündüler belki halam geldi ---tamam otur artık tamam '' dedi ben: -yalnız bırakın beni'' dedim. çıktım evden. diğer ablamlar annemin yanında ona sarılarak ağlarken ben hiç kimseyi görmek istemiyordum. hele annemin o halini görmek hiç istemiyordum sadece yalnız kalıp onu düşünmek istiyordum. son anında neler düşünmüş olabilir diye kendi kafamı patlatırcasına düşünmek istiyordum. ama çok geçmeden abim gelip mahallede bi binanın çatısında yakaladı beni eve götürdü. garip bir şekilde ağlamıyordum. tekli koltuğa oturmuş gözlerimi onun resmine dikmiş bakıyordum uzun uzun. kuzenimin -neden ağlamıyorsun atma içine bağır çağır ağla bizim kardeşimizdi ama senin hem dostun hem arkadaşın hem kardeşindi'' diye dizlerime kapanıp ağlamamı istediğini hatırlıyorum ama ben yine o değil siz boşuna ağlıyorsunuz dedim. birden abim eve girdi ve mezarlığa gidiyoruz dedi bu arada saat 22 oluştu. arabalara bindik mezarlığa gittik cenazeyi getirdiler tabutu aldılar mezarın başına tabutu açtılar çukurun içine koydular ve herkes sırayla bir kürek toprak attı üstüne bana verdiler küreği toprak at dediler ben bi süre elimdeki küreğe ve kefen içinde yatan 4 yıldır görmediğim kardeşime baktım ve: -ben ona nasıl toprak atayım'' dedim ve ağlamaya başladım. kefeni açmaya çalıştım izin vermediler ve alıp götürdüler beni..
    21. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o an inanmıyorsun öldüğüne sanki her an çıkıp gelecekmiş gibi bekliyorsun sonra mezarında ağlarken anlıyorsun artık toprak olduğunu
    22. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      çok sevdiğim, saydığım hocamın vefat haberini aldık. küçüklüğümde bendeki emeği çok bunu biliyorum ve daha nice güzel insanlar yetiştirdiğine de eminim. allah ondan razı olsun. ölüm, sadece ölüm haberi aldığımızda aklımızda olmaz inşallah.
      2allah mekanını cennet eylesin kardeşim. - adenozin 16.05.2017 23:26:35 |#3456949
    23. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      hiç tanımadığım bi insanın (okuldan bi arkadaşımın babası.) ölüm haberini aldım 5 gün önce. o haberi aldığım yere her gidişimde yine kötü bi haber alacakmışım gibi geliyo ve artık orası beni rahatsız ediyo. haberi aldığımda çok kötü olmuştum. ölen insani tanımasam bile 18 yaşında bi erkeğin babasız kalması durumu bi hayli yıkmıştı beni. velhasıl bu haberi vermekte, almakta fazlasıyla zor.
    24. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      abi en kötüsü beklemediğin bir anda gelmesi... uykudasın en derinindesin. bir telefon çalıyor kardeş hastaneye gel arkadaşının başına iş gelmiş. ne oldu; bilgi veremeyiz. sonra yolda ararlar seni başın sağolasın. arka koltukta annesi babası oturuyor gözünün içine bakıyor kötü birşey mi oldu oğlum diye. boğaz düğümleniyor. söz bitiyor...
    25. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ulen ağlattınız gece gece
    26. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      aynı yaşlarda olunca daha farklı oluyor lan diyorsun daha evlenecekti, çocukları olacaktı, belki hayalleri vardı genç yaşta nasıl gider sanki çocuklar gençler ölmezmiş gibi oluyor yaşıtların ölünce. ama arkadaşım babası küçükken vefat etmişti belki babası çok istemiştir oğlunu görmeyi kim bilir..
    27. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      dört beş saat önce arkadaşımın babasının ölüm haberini aldım. ne yapacaksın ki ne yapılır. baş sağlığı diliyorsun her zaman yanında olduğunu söylüyorsun. elden başka bir şey gelmiyor ki..
    28. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk yakınımdan birini kaybettiğimden 17 yaşında bi liseliydim eve geldiğimde babam bana sana bişey söylicem ama üzülmek, ağlamak yok tamam mı demişti bende bu kadarını düşünmeyip baba kuş mu kaçtı ya bişey olmaz demiştim sanırım o an dünyanın en çekingen haliyle bana o ölüm haberini vermişti daha bir gün öncesinde beraber vakit geçirdiğim ne zaman onunla olsam her an mutlu olduğum annemden sonra belkide en sevdiğim kişi teyzem hayata gözlerini yummuştu donup kaldım o an bişey diyemedim gözlerim konuştu lütfen bu gerçek olmasın dedim inanmadım çok ağladım ama halen inanmıyorum ben teyzem ölmedi şaka yapıyo belkide şaka yapmayı çok severdi
    29. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazen böyle düşünüyorsun. kaç yıl geçmiş ama sanki hala yaşıyormuş gibi geliyor. o ölüm haberini aldığın anı unutamıyorsun ama sanki o an rüyaymış gibi geliyor. ne zaman düşünsem hep böyle. o haber gerçek değilmiş gibi. hala kaybetmemişim gibi
    30. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "kaybettik" kelimesinden sonrasını hatırlamıyorum.
    31. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      teyzem öldüğünde gülmeye başladım neden bilmiyorum​ sevmediğimden falan da değil.sonra boğazım düğümlendi ağlamaya başladım.
    32. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne kötü bir şeymiş bu. bugün akşam mutfakta kendime yemek hazırlarken salonda babamdan duydum. "anıl ölmüş" iki kelime. ilk bi idrak edemedim. annemin patronu. anıl ve ölmüş kelimelerini bir araya getiremedim. düşünmedim. haberi duymamış gibi davrandım. sonra annem geldi eve. gözleri kan çanağı, ağlamaktan. annemi ağlarken görünce ben de ağlarım, hiç sekmez bu. anıl ablayı bir kere bile görmedim, hiç konuşmadım. ama ölümü o kadar içime oturdu ki. 30 yaşındaydı henüz, iki tane küçük çocuğu vardı. kanserdi. geçmiş zaman eki kullanmak bile zoruma gidiyor şu an. çünkü artık bu dünyada yok. annemi teselli edecek bir şey bulamadım, baktım sadece. usulca telefonunu aldı eline, bir şeyler arıyor. noldu dedim. "geçen yanlışlıkla ses kaydı atmıştı bana" dedi. whatsapp'tan buldu ses kaydını, 3 saniyelik bir şey. "ibrahim tuvalete mi gittin oğlum" diyor. bir daha sesini duyamayacağın bir insanın 3 saniyelik sesi. telefonu okşayıp gözlerini sildi annem, "daha da silmem bunu" dedi. ne kadar acı bir şey. ama insanoğlu her şeye alışır işte, hayat devam ediyor. ölüm haberi almak boktan.
    33. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      o kadar boktan bir şey ki, sanki sırtına kırbaçla defalarca vurarak, kalıcı izler bırakacak yaralar açıyorlar. sonra da seni tuz seviyesi yüksek bir denize ayağına taş bağlayarak atıp çırpına çırpına boğulmanı bekliyorlar. sorun şu ki; boğulmuyorsun. halam diye bildiğim kadının ölüm haberini aldım yaklaşık bir buçuk saat önce. oturdum, düşündüm, ağladım. halamın hemen hemen babamla aynı yaşta olduğunu hatırladım, korktum, sonra tekrar ağladım. özellikle son 3 senede kaç tane cenazeye maruz kaldım inanın bilmiyorum. ne düşüneceğimi, ne hissetmem gerektiğini hala çözemedim. zaman zaman çözdüğümü düşündüm. hatta bir dönem artık acıya bağışıklık kazandığımı sanacak kadar cahildim. sonra yine acıyı tattım. fark ettim ki; o iş öyle değilmiş. bazı acıları her seferinde yakarmış. bazı acıları atlatmak için sonuna kadar yaşaman gerekliymiş. öyle bağıra çağıra, ya da her önüme gelene anlatarak da yaşamadım bu acıları. ketum olmam gereği, aslında en yakınlarımdan bile sakındım kendi içimi, değerlerimi, acılarımı, açıklarımı. ama çok şey öğrendim. matemlerin bir turnusol olduğunu keşfettiğimden beri, hayatıma daha az gereksiz insan alır oldum. zor günlerde sevdiklerimle daha da birlik olmayı öğrendim. bugünkü haberi alır almaz aklıma gelen ilk ismi aradım mesela. öyle güzel yatıştırdı ki beni, hakkını 40 yıl kölesi olsam bile ödeyemem. demek ki doğru/gerekli kişiyi aramışım. velhasıl; allah sevdiklerimize hayırlı uzun ömürler versin. bir sabah ansızın gelen bir telefonla, sevdiğimiz herhangi bir kişinin artık aramızda olmadığını öğrenmeden, hayatta olanların kıymetlerini bilelim..
      1başın sağolsun.. - şaşkın nur yenge 31.12.2017 00:07:16 |#3517518
      0dostlar sağ olsun.. - louis froziel 31.12.2017 00:58:39 |#3520527
    34. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      her ölüm haberi aldığımda önceden yaşadığım günleri tekrar yaşıyorum
    35. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bir çok acı yaşadım ama beni bugüne kadar bu kadar dağıtan ve bunca zamandır halen toparlayamadığım tek acı benden 2 yaş küçük olan kız kardeşim, dostum, sırdaşım, hayat arkadaşımın haberiydi.. bir daha böyle büyük bir acı yasamadım ama yine beni derinden yaralayan bir ölüm haberi aldım geçenlerde. üniversiteden beridir (3 yıl) görüşmediğim bir arkadaşımı rüyamda gördüm. aradım kendisini konuştuk biraz sonra muhammet (ortak arkadaşımız) nasıl sorusuna "öldü" cevabını alınca uzunca bir süre bir sessizlik oldu. hani derler ya bir insan ölmeden önce hayatı film şeridi gibi gözünün önünden geçti diye, ölüm haberini aldıktan sonra yurdun önünde oturduğumuz masadaki kahkalarımız, onun omzunda hıçkırarak ağlayışım ve onun bana kocaman sarılması ve daha bir sürü şey geçti gözümün önünden.. kendi hayatım, kendi sorunlarım derken üniversite hayatımın 3 yılını, tabaktaki yemeğimizi, cebimizdeki son parayı, sırlarımızı paylaştığım canım içi 2 yıl önce losemiden ölmüş ve ben bundan habersiz bir şekilde yaşamışım. çok koydu bu bana. çevremizdeki insanların sadece çevremizde oldukları zaman bizim için değerli olmaları çok koydu. kendimden utandım. şu an düşününce muhammet ölmeseydi muhakkak arardı beni.. bunları yazarken biraz daha kendimden tiksindim.. yanınızdakilerin kıymetini bilin.. bir gün hiç ummadığınız bir anda hiç aklınıza gelmeyen birinin ölüm haberini almak sizde tarifsiz acılar bırakabilir..
    36. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#2148767) şu entrymi bırakıyım buraya.
    37. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      felsefe hocam.1-2 ay oldu vefat edeli.ölüm haberini aldığımda şok olmuştum.gerçek gibi gelmedi,hala da gelmiyor gerçi.ölmeden bir gün önce anlatmıştım onu bir arkadaşıma böyle yunan tanrıçası gibi upuzun sapsarı falan diye,bir gün sonra öldü dediler.bir de ikiz bebeklerine hamileymiş eşi.daha çok üzüldüm.hayatımda hiçbir yeri yoktu cengiz hocanın benim için ama üzdü ölüm haberi.
    38. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2 yıl önceydi amcam o zamanlar yaklaşık bir yıldır bir hastalıkla uğraşıyordu sürekli hastaneye yatıyordu durumunun giderek ağırlaşacağını biliyorduk ama o hep iyi olduğunu söylüyordu köye yerleşti hatta hastaneden çıktıktan sonra dağa yürüyüşü falan çıkıyordu ben iyiyim diye amcam benim için diğer amcalarıma göre daha farklıydı en büyük amcamdı dedem yaşıyor ama o da hasta o yüzden amcam bana dedelik bile yaptı annemler babamlar ölüyorum sandıklarında soğukkanlılıkla o müdahale etmiş mesela onun sayesinde kurtulduğum söylenirdi çok severdi çok severdim işte iki yıl önce bir pazartesi günü denemeden çıktım okulda akşam 5.30 gibi falan arkadaşlarla denemeye bakacaktık annem aradı küçük amcamla okulun önünde beklediklerini acele etmemi söyledi kapattı aklımdan babamın neden olmadığını düşündüm hemen aşağıya indim amcam hastaneye yatırılmış yine her zamanki gibi dediler ama havanın yağmurlu oluşundan dolayı beni aldıklarını ve babanneme gideceğimizi söylediler babanneme gittik her şey normaldi bir süre sonra eve geçtik babam amcamım yanındaymış dediğim gibi her ay olan bir şey aslında bu ama bu sefer farklı geldi gece oldu uyuyamadım annem de uyuyamadı saat 2 gibi babam geldi yine uyuyamadım 3e doğru diğer amcam aradı babamı hemen gelebilir misin dedi babam gitti babam gidemeden amcam ölmüş sabahı nasıl ettik bilmiyorum 5 gibi babanneme gittik içeri giremedim cenaze geldi köye gittik evin önünde kocaman kaya vardı çıktım oraya yavaş yavaş kalabalıklaşıyordu her yer dağ bayır uçsuz bucaksız ben bir yere sığamıyordum ama aklıma kuzenim geldi aynı yaşta sayılırdık izmirdeydi aklıma telefonla babanın ölümünü öğrenmenin ne kadar acı bir şey olduğu geldi öğleye doğru kuzenim geldi ağlamaktan ölünebilse keşke diye düşündüm kendimi onun yerine koymaya çalıştım yok olmuyor aklıma sığmıyor amcamım oğlunun öğretmen olmasını çok isteyip onu bir öğretmenler günü bırakıp gitmesini aklım almıyordu 20 yaşında sevdiği kızı anlattığı babasının ölmesi çok saçmaydı olmuyordu bir şeyler sigara yaktık sonra bir daha sonra bir daha ertesi gün napacağımı bilemedim eve sığmıyorum başım çok ağrıyor uyuyamıyorum okula gittim herkes bir şey diyor anlamıyorum sadece bakıyorum nasıl baktığımı da bilmiyorum eksiktim ama herhangi bir eksiklik değildi 10 parçam birden koparılmış atılmış gibiydi ve hala geçmiyor hala da öyle neyse işte kıymet bilelim yarın ne olacağı belli değil
    39. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      önce selamını aldım sonra ölüm haberini ne kadar görüşülmüyo olsa da bu kadar sarsılmak bi acayip geliyo
    40. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      akşamında oturup beraber yemek yedikten 2 saat sonra ayağı kayıp düşüyor ve ve felç olduğu söyleniyor. bir süre hastanede yattıktan sonra eve getiriliyor. sevilen birisi olduğundan bayramda ziyaretçisi çok oluyor. onun görmeyi istediği tek kişi zamanında kapı dışarı ettiği en küçük oğlu olsa bile oğlunun hiçbir şeyden haberi yoktu. haberi veren kim bilinmiyor ama sanırım en büyük torunu olsa gerek. bir müddet sonra yine fenalaşıp hastaneye kaldırılıyor, bitkisel hayata geçiyor. göz yaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlanıyor. yıllarca almanya'da çalışan, sonrasında memleketine dönen bütün birikimini köye harcayan, onu tanıyan herkes tarafından sevilen adam, çocukluğumun kahramanı, yanlarında kaldığım kış gecelerinde korkmamam için yanımda uyuyan dedemin ayağı kayıyor ve vefat ediyor. bu ağustosun sonunda 5 sene olacak, her gün sırtını duvara yasladığı ve bastonuyla taşları bir sağa bir sola savurduğu köşebaşından her geçişimde yüzümde önce tebessüm sonra üzüntü geliyor. gittiğinden beri yolunda giden hiçbir şey olmadı. bana bakıp sen büyük adam olabilirsin ama senden ancak amele olur derdi gülerek, her gün çalışıp çabalayışım bir tek dedem ve yıllarca bana desteğini esirgemeyen annem için. bir gün her şey güzel olacak, bir gün.
    41. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      alıyosun haberi de hele yakınıysan sen de onunla beraber ölüyosun fark etmiyosun belki seninki geçici ama o an oksijenin gitmediğini her an sana da perde inebileceğini hissediyosun
    42. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#2195784) ananemin ölümünde olduğu gibi her ölüm haberi aldığımda aklıma bu cümleler takılıyor. 'i̇nsan insan olduğu kadar var yoksa kim hatırlardı çoktan göçenleri dünya malı yalnız bir ömre kadar yoksa giyer miydi ölüler cepsiz kefenleri' yine öyle bir gün..
    43. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ilk başta inan(a)mazsınız, birden dünya ayakların altından kayar o anı düşündükçe travma yaşarsın
    44. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      En çok ailemden uzakta olduğum zamanlarda korkuyorum. Daha baskın ve keskin bir duygu, uyurken ve gün içinde içim sıkıştığında Allah'ım ne olursun herkes iyi ve sağ salim olsun diye dua ediyorum. En son büyük babaannemi (dedemin annesi) kaybettiğimde onun vefat ettiği saatte başka bir yerde birden baygınlık geçirmiştim. Sonra da vefat haberini almıştım. Canım babaannem nur içinde uyu (amin)
    45. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sanırım 13 yaşındaydım. babaannem bu hayatta bugüne kadar en çok sevdiğim kişidir. ilk göz ağrısı olmasam da ilk göz ağrısı gibi bakardı bana. onun adeta kopyasıyım. o zamanlar oks sınavına hazırlanıyordum. bir gece babama bir telefon geldi. kalktı gitti. ne olduğunu sorduğumda ise “babaannen düşmüş, hastaneye kaldırmışlar, oraya gidiyorum” dedi. ertesi gün eve geldiğinde babaannemin nasıl olduğunu sormuştum. düşündükten sonra dedi ki; “ayağı kırılmış, iyi.” rahatlamıştım. kötü bir şey evet ama daha kötü olmasındansa razı gelmiştim. gel zaman git zaman derken babam ve annem yaklaşık 10-12 gün sürekli babaannemlere gidiyordu. bir de teyzem gelmişti ta istanbullardan. şaşırmıştım yani. yine de bir şey dememiştim. ev telefonu aktif kullanılıyordu o zamanlar. her gün babaannem ile konuşmak için onları arıyordum. bir gün halam, bir gün bir amcam, diğer gün bir amcam telefona çıkıp iyi olduğunu ama telefon babaannemin yattığı yere yetişemediği için telefona gelemediğini söylüyordu. sülalede herkes de bilir benim babaanneme olan düşkünlüğümü. onunla büyüdüm ben. inekleri vardı, çocuğuna bakar gibi bakardı onlara. bende hep yanında olurdum. o inekleri babam ve annem almıştı, baksın da yararlansın, sütünü satıp kendisine harçlık yapsın diye. seviyordu işini de. hani keçiye “çikiletaaaa” diye seslenen teyze vardı ya aynı onun gibiydiler. babaannem çikileta yerine “nazlııı, nazooo” derdi sadece, neyse konumuz bu değildi. bir gün yine babaannemle konuşma ümidiyle aradım evini ve teyzem çıktı telefona. babaannemi verir misin teyze dedim, babaannen öldü dedi. dümdüz. bu kadar. iki kelime. bir soru, iki kelime. ölümün ne demek olduğunu ben yalnız başıma evimizde sınava hazırlanırken öğrendim. sonra ne ders kaldı ne başka şey. babaannem ölmüş ve benden gizlemişler. düşmüş evet, beyin kanaması geçirmiş de ondan düşmüş. şu an yazarken de ağlıyorum, hala evde adı geçtiğinde de ağlıyorum. böyle. bu kadarmış. 13 sene geçti, 14’e yaklaştı. ben bugün hala mezarlığa gidemem. ölümün ne olduğunu ben tek başıma iki kelime ile öğrendim.
    46. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Tam 3 yıl 1 ay önce aldım böyle bi haber Üniversitedeydim o zamanlar başta baban öldü demediler kalp krizi geçirmiş hastanede dediler durumu iyi dediler o durumla bile ne yapacağımı bilemedim biraz duraksadım eve gel dediler ama otobüs bileti bulamadım telefonla bunu haber vermek için aradığımda köye gidicez aktarmalı bul dediler O an anladım çünkü babam babasıyla küs olduğundan 15 senedir köye gitmezdi biraz zorlamamla babamın ölüm haberini verdiler O an ağlayamadım bile oturdum kaldırım köşesine otobüs gelene kadar sadece bekledim Geçen sözlükte babayla girilen ilginç diyaloglar başlığını gördüm girip okudum biraz yazılanları bendr bi entry atıyım dedim ama düşündüm bizim öyle ilginc diyaloğumuz olucak kadar konuşmamız sohbetimiz yoktu Sarılın yazarlar sevdiklerinize sarılın öpün ve fırsat buldukça sevdiğinizi söyleyin iyiki varsın diyin İyi geceler
    47. 38
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bundan 4 yıl kadar önceydi.. Okuldan eve geldiğimde yengemin vefat ettiğini öğrenmiştim. Evden uzakta olan abime mesaj atıp bildirmem gerekmişti.. 'Emine yenge vefat etti, haberin olsun' diye.. Bugün akşam üzeri bir mesaj ; 'Sabri amca vefat etti, haberin olsun' diye.. Bu kez durumlar farklıydı amcam eşinin yanına giderken mesajı atan abim, evden uzaklarda olan bendim.. O sırada yurttan birileri 'iyi ki doğdunnn' naralarıyla birinin doğum gününü kutluyordu.. O an anladım dünya hiç de söylendiği gibi üç günlük değildi. Sadece iki günden ibaretti ; Dünyaya gözlerini açtığın ve bu yalan dünyaya veda ettiğin gün.. İnna lillahi ve inna ileyhi raci'un.. ALLAH'tan geldik, dönüş yine O'nadır.. 5 yıl geçti amcamın vefatının üzerinden ama ne onu, ne eşinin vefatını ne de ölümlerini haber alışımı unutamıyorum. Allah ikisine de gani gani rahmet eylesin
    48. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne yapacağımı ve ne diyeceğimi bilemiyorum. o psikolojide ne olması gerektiğini de kestiremiyorum. çokça ölüm görünce hayatın normal akışı olduğunu kabulleniyorsunuz ve ben de bir gün öleceğim, normal olan bu diyorsunuz lakin herkes size duygusuz diyor. eğer ben ölmeyip herkes ölseydi gerçekten çok üzülürdüm.
    49. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Geçen sene 3 ay önceydi.. sınava hazırlanıyorum 1 hafta kalmış dershanedeyim tek başıma bi sınıfa gitmişim ders çalışıyorum sonra pat kardeşim arıyo ama ağlıyo içli içli zaten kalbim o anda kütküt atmaya başlamıştı. Amcam 1 haftadır hastanedeydi insan hani aklına getirmek istemez ya hep iyileşicek dedim kendi kendime düzelicek dedim ama olmadı 'amcam ölmüş' diyebildi kardeşim sadece 'eve gel'.. hani şoka girersiniz ya hiçbişi yapamazsınız eliniz kolunuz bağlanır sadece boş boş duvara bakarsınız öyleydim.. gözümden yaşlar akıyodu ama gözümü kırpamıyodum bile.. sonra o merdivenlerden nasıl indim çantamı nası topladım hatırlamıyorum bile.. tek hatırladığım kaldırıma çökmüş en yakın arkadaşıma sarılarak ağladığım.. 'neden neden neden..' sürekli sorular soruyodum sanki cevap bulabilecekmişim gibi.. neden gittin ki 4 tane küçük çocuğunu bırakıp niye yaptın ki bize bunu.. hâlâ galerimde fotoğraflarına denk geldiğim zamanlar kalbim sıkışır gözlerim dolar. Çok özledim seni amca. Bi kere de olsa rüyama giremez misin? Lütfen..
    /